
YAZI: AYŞE SÖNMEZ/FOTO: METE SÖNMEZ
Maya takvimini yorumlayan ve kendilerine “Mavi Enerji Grubu” adını takan grup 21 Aralık 2012’de kopacağına inandıkları kıyamet gelip çattığında dünyada sadece 2 yerin kurtulacağını iddia ettiler. İzmir’deki Şirince ve Fransa’nın güneyindeki Bugarach Köyü.
Maya Uygarlığı’nın takvimine göre 21 Aralık’ta Marduk gezegeni dünyaya çarpacak ve kıyameti başlatan olaylar silsileside başlayacaktı. Fakat Şirince’de bulunan Maden Dağı’nda belirecek olan Nuh’un Gemisi’ne binenler sağ kurtulacaktı. Mayalar yanıldı, kıyamet kopmadı ancak bu iddialar Şirince turizmi için mükemmel bir fırsat oldu. İzmir’in bu Şirin köyü, bugün İzmir’in en popüler köyü konumuna geldi.
Aslına bakarsanız Şirince Şarapları ile ünlü, İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı bir köy. Türkiye’de İzmir’e gezenlerin büyük çoğunluğunun rotasında bulunuyor.
Yeşillikler içinde, zeytin ve meyve ağaçlarının bulunduğu teperler arasında bulunan Şirince, Meyve Aromalı şarapları, Türk kahvesi, Gözlemesi, yöreye uygun konseptte hazırlanmış butik otelleri, Matematik Köyü ve Nişanyan evleri ile yılın 12 ayı binlerce yerli ve turisti çeken bir mekan.
Şirince’nin dar sokakları yılın 12 ayı bu şekilde. Biz gittiğimizde kış ayıydı ve buna rağmen sokaklar oldukça canlıydı. Sokakların neredeyse tamamında şarap tadım evleri, hediyelik eşya satıcıları, Şirince’ye özgü çeşitli otantik satış noktaları bulunuyor.
Şirince’nin kuruluşuyla ilgili kesin bir kaynak yok. Kuruluşunun M.S 6 yy. kadar indiği tahmin ediliyor. Resmi kaynaklarda ise ilk kaydtı 16.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında geçiyor.
Ancak inanışa göre, Roma imparatorluğu zamanında Efes dünyanın en büyük ticaret merkezi ve kentlerinden birisi konumunda. Efesliler civarda başlayan su baskınlarından, sıtma salgınından korunmak, ayrıca daha güvenli, bulunduğu konum itibariyle daha korunaklı olduğu için Şirince’ye sığınıyorlar.
Şirince, Kiepert haritalarında Kyrkindje, Kirkincdsche, Kirkidje, Kırkıca, Kırkınca şeklinde adı geçiyor. Aydınoğulları döneminde azat edilen bir grup Rum köye yerleşmiş. İddiaya göre de köyün başkasına verilmesini istemeyen Köy ahalisi, Beyin köyünüz nasıl sorusana, çirkince cevabını vermişler. Köy uzun yıllar Çirkince ismi ile anılmış.
Osmanlı döneminde inciri ile ün yapan Şirinceli Rumlar, 1910 yılından itibaren Yunanistan’a sürülen göçebelerin kışkırtması ile Osmanlı’ya karşı hareket etmeye başlamışlar. Kurtuluş savaşı ile birlikte de büyük çoğunluğu Yunanistan’a gitmiş.
Köy, Cumhuriyet yıllarında İzmir Valisi olan Kazım Divrik Paşa’nın buraya yaptığı ziyareti sırasında “böyle güzel bir yer çirkince olamaz; olsa olsa şirince olur” demesiyle de adı Şirince olmuş.
Şirince Köy Merkezi’nin bugün en büyük geliri turizm. (yada biz öyle tahmin ediyoruz). Bu yüzden neredeyse her yapının altı alışveriş yapılabilecek dükkanlara, cafe-barlara, şarap tadım ve alım yerlerine dönmüş.
Şirince’de dikkat çeken bir özellik binaları. Eski mimari yapının korunduğu her halinden belli oluyor. Sokaklarda dolaşırken, kendinizi bir anda 70’lerin Osmanlı dönemlerini anlatan filmlerdeki sahnelerde hissediyorsunuz.
Bu Şirin köy İzmir’in en popüler mekanları arasına girince, eğlence de kaçınılmaz olmuş. Taş yollar ve duvarları restaurant, kafe gibi birçok mekanın tabelaları süslüyor. Başta da dedik ya, Maya Takvimi’ne göre gelecek Kıyamet’in uğramayacağı köy diye. Köydeki esnafta bunu her alana yansıtmış.
Restaurantların menülerinde Kıyamet Cennet çorbası ile başlayıp kıyamet kebabı ile devam eden, kapanışı da yasak elma tatlısı ve son dem çayıyla yapan kıyamet menüleri hazırlamışlar. Tabii kıyamet günü temalı etkinlikler de düzenleniyor.
Şirince’nin en önemli özelliği Şarap olunca, şarap ve üzüm her an karşınıza çıkıyor. Tabii mekanlarda bundan esinlenmiş durumdalar.
St. John Baptist Kilisesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıllarda restore edilen St. John Baptist Kilisesi’nin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Kilise uzun yıllar harap durumdaymış. Kilisenin yazıtında, ‘Peygamber ve Vaftizci Yahya Kilisesi, Helliopolisin kutsal rahibenin emri ile Siphnoslu Kallinikos lütfuyla çok sevdiği tanrısı için yapılmıştır. Buradaki ve çevredeki dindar Hristiyanların çok değerli yardımlarıyla yapılmıştır’ yazıyor.
Kilise yıkıldıktan sonra 1805 yılında yeniden inşa edilmiş.
Çeşmeli bir avlu içerisinde bulunan Kilisenin giriş kapısının önünde, ortasında Meryem Ana heykeli bulunan küçük havuz ziyaretçiler tarafından dilek havuzuna dönüştürülmüş. Kilisenin dış bahçesi muhteşem bir manzaraya sahip.
Şirince’de ayrıca görülmesi gereken yerler arasında, Taş Mektep Müzesi, Nişanyan Evleri, Hodri Meydan Kulesi, Nesin Matematik Köyü, Tiyatro Medresesi, Nişanyan Kaya Mezarı var. Ancak kısıtlı zamanda biz buraları gezemedik.
Şirince’nin meyveli şarapları ünlü olunca, Çarşı’sında adım attığınız yer Şaraphane.
Az ışıklı, hafif rutubetli ve şarap kokusunun fazlasıyla hissedildiği buralarda şarap tadımı yapabiliyorsunuz. Buralarda hem Şirince’ye özgü şaraplar, hem de değişik markaların şaraplarını bulmak mümkün.