Yukarıdaki sözler, şimdi Menemen meydanında tarihin sonsuzluğuna bakan Kubilay Anıtının ön yüzünde yazılı…
Bir de bu siyah beyaz fotoğraf var elimizde. Yüreğimizi delen bakışlarıyla masumiyeti gözlerinde taşıyan bir idealist öğretmenin fotoğrafı…
Bizim öğretmenlik mesleğinde zaman zaman gözünü kırpmadan ölüme yürüyen öğretmenlerle karşılaşırsınız…
Tabi öğretmenlik mesleği bu kadar değer kaybı yaşamamıştı o zamanlar.
Sözgelimi, bir Şefik Sınık vardır, son nefesinde “Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini” diye öğrencilerini sayıklayan… Ceyhun Atuf Kansu’nun şiirinde gerçekten de ölümsüzleşen…
Sözgelimi Aysun ve Burçin öğretmenler… Sınıfta soba patlar öğrenciler yanmasın diye kendileri yanan…
İşte son teröristlerce kaçırılan Seyfettin öğretmen… İşte Batman’ da yol kenarında patlayan bombayla şehit olan Burçin öğretmen…
Her biri gözünü kırpmadan ölüme yürüyen öğretmenlerdir onlar ve hepsi ölümsüzlüğü yatmışlardır… Ve daha nicelerini sayabilirim isteyene…
İşte Hasan Fehmi KUBİLAY DA o soylu öğretmenler kuşağındandır…
23 ARALIK 1930
Cumhuriyet kurulalı henüz 7 yıl olmuş…
Yanmış yıkılmış, binlerce evladını kaybetmiş, ekonomisi yerlerde sürünen bir ülkeyi, ayağa kaldırılmaya çalışılıyor.
Üstelik dünya 1929 Ekonomik bunalımını yaşıyor. Kıtlık açlık dünyada almış yürümüş… Bir de Avrupa da savaş tehlikesi var.
Mustafa Kemal Atatürkün devrimlere karşı olan gerici kesim yeraltı çalışmaları yapıyor. Halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan yararlanmaya çalışıyor….
Böyle günlerin Türkiyesi…
Kubilay Atatürk devrimlerine yürekten bağlı bir genç öğretmen… ATATÜRK’ÜN gençliğe hitabesini kendine yol bilmiş. Askerliğini İzmır Menemen’de yedeksubay olarak yapıyor.
Nakşibendi tarikatı Ege’de yaygın faaliyette. Manisa Dağlarında kamp yapan Derviş Mehmet, birgün bekledikleri anın geldiğini, halifenin ordusuyla sınırda beklediğini, sınıra 800 bin kişinin dayandığını anlatıp, silahlarını alıp isyan icin yola çıkıyorlar. Sabaha kadar yol yürüyorlar. Sabah Namazını kılmak için Menemen Camiine giriyorlar. Namazdan sonra Yeşil bayrağı eline alıp gösteriye başlıyorlar. Halkı zorla kendilerine katılmaya çağırıyorlar. Bu bağırış vağırış üzerine yoldan geçenler de meydana toplanıyor.
Olay şehirde bulunan Alay’a haber veriliyor. Yedek Asteğmen Kubilay bir grup acemi askerlikle alana gelip alabalığın içine girip Derviş Mehmet’in karşışına çıktı ve onları ikna etmeye çalıştı…
TARİHİN EN VAHŞİ CİNAYETİ…
Kubilay’ın arkasından bir el silah sesi duyuldu. Gökyüzüne patır patır güvercinler savruldu. Kubilay yere düştü… Hiç bağırmadı. Öyle baktı başına toplananlara ve bu dünyaya… Sonra kendini toparlayıp son bir çare cami avlusuna koştu. Öyle ya, orası Allahın eviydi ve orada cinayet işlenemezdi. Cami avlusunda yakaladılar Hasan Fehmi Kubilay’ı…
Bir kör testere bağ bıçağıyla başını gövdesinde ayırdılar. Ellerindeki yeşil bayrağın ucuna bağladılar. Derviş Mehmet Kubilay’ın kanını avucuna alıp içti. O arada olayı engellemeye çalışan Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki oracıkta şehit edildi…
Olay duyulunca hemen sıkıyönetim ilan edildi. Menemen’in etrafı çevrildi. Ankara’dan emir beklendi…
Ordu ilk anda Derviş Mehmet ve yanındaki ikisini öldürdü. Diğerleri de yakalandı.
Divan ı Harp kuruldu ve başına Org. Mustafa Muğlalı getirildi. Mustafa Muğlalı aynı zamanda Şeyh Said isyanını bastırmış, sorumlularını astırmıştı…
Harp divanında yargilanan suçlular idama mahkum oldu ve Kubilay’ın öldürüldüğü yerde asıldılar…
Kubilay’ın katledilmesiyle gericilik üzerine sert gidildi. Gericiler yeniden yer altına çekildiler…
Kubilay evli ve bir çocuk babasıydı. Kanıyla genç Cumhuriyete nasıl sahiplendiğini göstermiştir.
Mustafa Kemal’in öğretmeni olduğunu da kanıtladı…
Bize düşen görev. Devrim şehidi Hasan Fehmi Kubilay’ı unutmamak ve unutturmamakır. Emanetine sahip çıkmaktır…
Karanlığa karşı en güçlü ışık olan Devrim Şehidi Kubilay ve Bekçiler Hasan ve Şevki’yi saygıyla ve borçluluk duygularımla anıyorum…
coreldraw